FUTBOLUN TÜRKİYE’DE TARİHSEL GELİŞİMİ

Futbol ülkemize İstanbul ve İzmir’de yaşayan İngiliz aileler tarafından getirilmiştir. Osmanlı döneminde, İstanbul, İzmir, Selanik gibi ticaret limanlarındaki kentlerde yaşayan İngilizler futbol oynarken Rumlar da oyuna katılmışlar, bu şekilde futbol oynayanlar ve takım sayıları da gün geçtikçe artmıştır Osmanlı topraklarında ilk futbol müsabakası 1875’te Selanik’te oynanmıştır. 1877 yılında ise ülke topraklarında ilk futbol müsabakası İzmir Bornova’da daha çok Rum kökenli vatandaşlar tarafından oynanmış, Türkler belirli bir süre geçtikten sonra oyuna katılmışlardır. 1894 yılında İzmir’de İngilizler tarafından kurulmuş olan “Football Club Smyrna” (İzmir Futbol Kulübü) Türkiye’de kurulan ilk futbol takımıdır. İstanbul’da ise futbol 1895 yılında Kadıköy ve Moda’da oynanmaya başlanmıştır.

İzmirspor 

GALATASARAY-FENERBAHÇE EZELİ DERBİ REKABETİ

 Abdülhamit döneminde yasal bir düzenleme olmadığından dolayı Türkler açısından kulüp kurmak son derece zor ve tehlikelidir. 1908 yılında meşrutiyetin ilanı ve sonrasında yaşanan özgürlükçü ortam ile futbol kulüplerinin sayısı hızla artmış, bu gelişmeler neticesinde Türkiye’de sporun batıya yönelişi ve futbolla özdeşleşmesi kurumsallaşmıştır. İstanbul’da azınlıkların kurmuş olduğu lig içine ilk kurulan Türk takımlarından olan Galatasaray’ın ve sonrasında Fenerbahçe’nin yer alması birlikte Türk seyircilerin kendilerini özdeşleştirebilecekleri takım yapıları oluşturulmuş ve Türk futboluna damgasını vuracak olan Galatasaray-Fenerbahçe ezeli derbi rekabeti o yıllarda başlamıştır.

AMAÇ AZINLIKLARA KARŞI MÜCADELE ETMEK

Türk futbol kulüplerinin kurulmasındaki amaçlar içerisinde futbol oynamak kadar, İngiliz, Rum, Ermeni ve diğer azınlıklara karşı mücadele etmek onları alt etmek anlayışı da etkili olmuştur. Altay’lı futbolcu Şerif Eraltay’ın şu sözleri o dönemdeki futbol anlayışını gözler önüne sermektedir: “Benim için Altaylılık, İzmir sevgisi ve vatan demektir. Biz Altay’ı Gavur İzmir’de Rumlara ve yabancılara karşı pençe pençe dövüşerek kurduk ve yaşattık”. Cumhuriyet dönemi ile Türkiye’de futbol konusunda önemli gelişmeler yaşanmıştır. Bu gelişmelerin başında Türkiye Futbol Federasyonu’nun (TFF) kurulması gelmektedir. TFF, ülke genelindeki futbola katılımın artmasını sağlamak, sistematik çalışa şartlarının alt yapısını oluşturmak, futbol endüstrisinin büyümesini ve gelişmesini sağlamak amacıyla 23 Nisan 1923 yılında “Futbol Heyet-i Müttehidesi” adı altında kurulmuştur. Ardından FIFA’ya başvuru yapılmış ve 21 Mayıs 1923 yılında Türkiye FIFA’nın 26. üyesi olmuştur.  

Galatasaray'ın kuruluş yılları

Türk Milli Takımı ilk futbol müsabakasını 1924 yılında Paris Olimpiyatları’nda o zamanki ismiyle Çekoslovakya ile oynamıştır. TFF, 1951 yılında futbolda profesyonelliğin kabul edilmesi kararını aldıktan sonra Türk Milli Takımı 1954 yılında İsviçre’de düzenlenen Dünya Kupası Turnuvasına ilk kez katılmıştır. 1958-59 sezonunda Türkiye Profesyonel Futbol Ligi kurularak Türk futbolunda yeni bir döneme girilmiştir. Talimciler, Türkiye’de futbolun gelişme sürecini dört döneme ayırarak incelemiştir: 1. Kuruluş Dönemi: Galatasaray Futbol Kulübü’nün kurulması ve azınlıklarla beraber İstanbul liginde yer alması ile başlayan bu dönem, 1923 yılı öncesi, işgal ordularına karşı yapılan müsabakalarla hız kazanmış, 1951 yılına kadar ülke içinde oynanan Milli küme maçları ile devam etmiştir. 2. 1951-1980 Dönemi: 1951 yılı Türk futbolunda önemli bir yere sahiptir. Bu yılda profesyonellik kabul edilmiştir.

Fenerbahçe'nin kuruluş yılları

Fişek’e göre Türkiye’de Osmanlı’dan bu amatör şekilde oynana futbol, 1951 yılında yasalaştırılmış ve mahalli futbol ligleri, profesyonel şekilde düzenlenmiştir. Futbol Federasyonu 1951-52 sezonunda İstanbul, Ankara ve İzmir’de üç ayrı profesyonel futbol ligini oluşturmuştur. Bu yıllarda etkisini hissettiren köyden kente göç ve bu kitlelerin kimlik arayışları futbolda da kendini göstermiştir. Bu gelişmeler neticesinde 1959 yılında birinci lig kurulmuş, 1965 sonrasında hemen her şehirde futbol kulüpleri kurulmuş, ardından kurulan ikinci futbol ligi ile de Türk futbolunun içindeki yayılma süreci hızlanmıştır. 3. 1980-1990 Dönemi: 1980 sonrası siyasi ve toplumsal hayatta yaşanan birtakım gelişmeler, yeni bir kimlik edinme biçimi olarak futbolun ön plana çıkarılmasını sağlamıştır.

1990 ve Sonrası Dönemi: Özel televizyonların yayın hayatına başlaması ile futbol-televizyon birlikteliğinin doğduğu ve futbolun endüstrileşme sürecine girdiği yepyeni bir dönem. Tüketim ideolojisi ve yaşam tarzlarının kitlelere benimsetilmesindeki gücü oldukça yüksek olan futbol, 1990 sonrasında kitle iletişim araçlarının da desteğiyle büyük bir dönüşüm içine girmiştir. Bu yaşanan dönüşümde televizyonun payı oldukça fazladır. Bu bağlamda çalışmanın önemli bir kısmını kapsayan futbol ve televizyon iş birliği ayrı bir başlık altında incelenecektir.

ARŞ.GÖR.DR. KADİR MACİT- DOKTARA TEZİ

Yorum Gönder

0 Yorumlar